bir ilimiz var adı rize durup dururken bir bardak çay sundu bize rize’de çayı kim yetişdirdi rize’de misisipi’ye karışan çayları öğrettiler bize rize’de çayı kim buldu rize’de kimdi o sessiz sedasız kumral kumral demlenen mübarek adam adını öğretmediler bize işte o güzel adamdan bre şahin aman bir tane daha
Anavatanı bu topraklar değil ama ülkemizde çay, her gün yaklaşık 250 milyon kez bardaklara dolduruluyor.Dile kolay, her gün 250 milyon kez..İşte kim bilir Bedri Rahmi’nin yukarıdaki dizelerine konu olan ‘Zihni Derin’ olmasa idi, şimdi bu kadar çayı demlemek yerine, çağın naylon torbalardan sonraki en kötü icadı kabul edilen poşetlerden içiyor olacaktık belki de..
Zihni Derin’in 1880 de Muğla’da başlayıp 1965’de İstanbul’da sona eren yaşam öyküsü filmlere konu olabilecek nitelikte..Okuyup araştırdıkça şaşkınlığımız kadar hayranlığımız da arttı..Bakalım okuyucu ne düşünecek? Buyurun, huzurlarınızda Rize’den başka yerde ismi pek bilinmeyen bu ‘sessiz sedasız kumral adam’ın hikayesi..
Yaşadığımız topraklar üzerinde çay yetiştiriciliğine dair ilk denemeler 18. yy sonlarında Japonya’dan getirtilen fide ve tohumlar ile Bursa’da yapılmış ancak başarılı bir sonuç elde edilememiştir. Nedeni çok sonraları anlaşılabilir ki biz buna az ileride değineceğiz.