Az tanınmasından dolayı hakkında yazılanlar da sınırlı..’Kızıl Ada’ olarak adlandıran kaynaklar var. Yunan hükümetleri 2. Dünya savaşı ile birlikte faşizme karşı direnen komünistleri adalara sürgün etmiş..Onlar da boş durmamışlar belli ki; bugün bile en çok oyu adalardan alıyorlar..En güçlü oldukları adaların da başında : İkaria..
Adını İkarus’un bir kanadına olan benzerliğinden alıyor.Hani şu, tutuklu oldukları kalede özgürlüğüne kavuşması için babasının,kuşların tüylerinden ve balmumundan yaptığı kanatları, uçarken güneşe fazla yaklaştığı için eriyip Ege denizine düşen Ikarus’un mitolojik hikayesinden..
İkaria,Türkiye’den 30 mil uzakta, yaklaşık 10.000 nüfüslu, Samos ile Mikanos’un arasında, uçsuz bucaksız gibi görünen Ege denizinin sessiz ve sakin bir bağlantı noktası gibi adeta..Adanın kuzeyi ile güneyini dik yamaçlar kesiyor.Kuzeydeki Evdilos limanında inip güneydeki Agios Krikos limanına gitmek isterseniz (yada tam tersine) dağların kıyısından kıvrım kıvrım virajlı yolları kat etmeyi göze almalısınız.Taksi şöförleri 40 dakikalık bu mesafeyi toprağı öptürecek hale getirmeden bırakmıyorlar, inerken de 50 avronuzu alıyorlar.Adaya ulaşmak için bu iki limandan birini seçmek zorundasınız. Samos Karlovassi limanından hareket eden gemiler (Hellenic Seaways) haftanın 5 günü kuzeydeki Evdilos limanına uğruyor.(25 avro tek yön) Agios Krikos’dan ise haftanın 2 günü Samos’a (Pythagorion) Dodekanisos Seaways katamaranı kalkıyor.(O da 25 avro) Mesafe yaklaşık 1 saat 50 dakika..
Adanın bir diğer namı ‘Blue Zone’da yer almasından kaynaklanıyor. Ölüm yaşının en yüksek olduğu (100 civarı) ilk 5 bölge bu ‘Blue Zone’da, biri de İkaria.. .(Merak edenler diğerlerini kolayca bulabilirler..) The New York Times’da ada hakkında yazılmış ‘The Island Where People Forget to Die’ konulu makale var. Sırrı beslenme ve davranış alışkanlıklarında gizli. Misal; keçi çok yaygın adada, dolayısıyla etinden sütünden yararlanıyorlar. Yollarda, elinde çuval çuval ot taşıyan abilerle karşılaşıyorsunuz sıkça. Gözümle görmesem yaşlı başlı, kadınlı erkekli içki içenleri; ben de inanmazdım günde ortalama 3 bardak şarap tüketildiğine. Ayda ortalama 2 litre zeytinyağ tüketiyorlar, hem de kişi başına..(Halis Ayvalık zeytinyağı isteyenler bize www.miranda.com.tr adresinden hemen ulaşabilirler.Sanal reklam böyle mi oluyordu : ))) 65-85 yaş arası adalıların % 80’inin hala aktif olarak seks yaptıkları söyleniyor,ben görmedim ama, öğlen şaraplarını içip saat 14:00 den 17:00 ye kadar ortadan kaybolmalarından şüpheleniyorum doğrusu, mümkündür.. Arkadaşlık ve aile ilişkilerine önem veriyorlar, yemeklerini kendi yetiştirdikleri sebze, meyve ve otların yanı sıra deniz mahsülleri ile donattıkları sofralarında eş, dost ve akrabalarıyla yiyorlar.Tek başına yemek yemeyi sağlıksız buluyorlar.Yavaş yaşıyorlar, sinirlenmiyorlar kolay kolay.. ‘Anama’ adını verdikleri geleneksel İkaria balı ile dağlardan topladıkları bitkilerden yaptıkları ve adına ‘İkaria kokteyli’ dedikleri çayları gerçekten çok farklı. Başkent Agios Krikos’un hemen bitişiğindeki Therma, şifalı suları nedeniyle hayli ilgi görüyor.
Şimdi hemen ’Oh ne güzel hemen oraya gidelim, uzun yaşayalım’ demekle de olmuyor ne yazık ki, çünkü onlar kuşaklardır böyle yaşıyor..Kısacık kişisel deneyimim şu ki; İkaria’ya 2. gidişimde Therma köyünden dışarıya adım atmadan, sakin ve sessiz koyunda yüzerek, bol kitap ve dergi okuyarak, siesta sektirmeden, sebze yemekleri, balık ve ouzo ile beslenip şamata gırgır, aile muhabbeti ile tam 9 gün geçirdim; Kuşadası’na döner dönmez balon patladı ama olsun, mükemmeldi…
Coğrafi yapısı sonucu büyük doğal limanlara sahip olmayan adada, karşınıza bir anda turkuaz renkli plajlar çıkıveriyor, en ünlüleri güneydeki Seychelles’in yolu bile yok..Aracı yolu kenarına bırakıp sarp ve engebeli bir yamacı (mutlaka kapalı bir ayakkabalı olmalı) 12-15 dakika arasında inmek gerekiyor. Bir o kadarda da çıkmak istemeyen tembellere, bu benzersiz güzellikteki denizin mavisine hayli yakındaki Magganitis koyunda, daha medeni şartlarla da ulaşabildiği bilgisini verelim.Medeni dediysek de abartılmasın, yolu var sadece; tesis yok, şemsiye, şezlong yok ona göre..
Eveet, madem güneydeyiz, denize de girdik, acıktık..Navigasyonlara Sta Perix Akamatra yazacağız. Akamatra gideceğimiz bölgenin, Sta Perix ise bu bölgedeki restoranın adıdır..Dağın başı derler ya öyle bir şey ama değer doğrusu..Taş evin etrafını çevreleyen ağaçların arasındaki güzel bahçesiyle sakin ve huzurlu bu restoranı, 1964 yılında Kurtuluş’ta yaşarken azınlıklara karşı yürütülen politikalara dayanamayıp, ailesiyle, kendisi henüz 12 yaşındayken Atina’ya göçen, oradan da İkaryalı bir kızla evlenip adaya yerleşen Stelios abimiz işletiyor.Nefis bir Türkçeyle önce hikayesini anlatıyor. Burnumuzun direği sızlıyor, sarılıp kucaklaşmak geliyor içimizden..Ama önerdiği yemeklerin lezzetini görünce, -muhtemelen ouzonun da etkisiyle- kalkıp tek tek kucaklaşıyoruz kendisiyle.Arnavut ciğeri tam bir efsane mesela; Girit salata, karides sahanaki ve midyeli erişte mükemmele yakın..Eve gidip kahveleri elleriyle yapıp getiriyor. Daha ne olsun??
Muhabbet güzel, hesap makul, yola devam..Güneydoğuya doğru ilk durak Agios Krikos ile hemen yanındaki koy Therma, adı ile müsemma şifalı termal suyu, küçük kum plaji, balıkçısı, küçük lokanta ve kafeleriyle adanın en sempatik yerlerinden. Kritikos kredi kartı geçen tek taverna. Konum olarak kendinizi bir an Gümüşlük’te hissetmemeniz olanaksız.
Adanın en doğusundaki Faros hayli romantik bir kıyı köyü, görmeden geçmemeli. Burada bir de çıplaklar plajı var.(mış)
Turizmin henüz modernleşmediği, hizmetin ise daha ticarileşmediği adada seyahat etmenin en kolay yolu kırık dökük de olsa bir kiralık araç edinmek. Yoksa taksicilere teslim olmak zorundasınız. Mesela şimdi bizim aracımız var -ilk aldığımız araç daha ilk dakikada hararet yaptı ama olsun, kiralayan kişi ‘bırak oraya ben alırım sonra’ dedi de biz 2. aracı alarak yola ettik- artık yavaş yavaş kuzeye doğru bir program yapabiliriz.
İkaria’nın kuzeyi aslında Nas-Evdilos hattından ibaret. Armenistis’deki Livadi ve Messakti ile Nas kendine has plajları ve gece eğlenceleriyle özellikle sırt çantalı gençlerin ilgi gösterdiği yerler. Evdilos limanında inip toplu taşımla buralara ulaşmak oldukça kolay. Güneye hiç inmeden 4-5 gün tatil yapmak için de oldukça güzel bir seçenek. Evdilos bu anlamda bir aktarma noktası olmanın dışında pansiyon, cafe ve tavernalarıyla da sevimli bir yer.
İkaria’da Temmuz-Ağustos ve Eylül aylarında pek çok festival düzenleniyor..Bize Monokampi’deki festival denk geldi.Her yıl Eylül’ün 17 sinde Monokampi köyünün meydanında düzenleniyor.
Keçi eti, grek salata, kızarmış patates ve 1 şişe yöresel şaraptan oluşan bir menüyü alıp, canlı müzik eşliğinde, yaşlısı genci yüzlerce İkaryalının arasında sabaha kadar meşhur İkaria dansını icra eylemenin tadına doyum olmadı.
Son olarak nerede kalmalı diyecek olursanız; siz kuzey mi güney mi tercihinizi yapın gerisi kolay,adada pek çok pansiyon ve otel mevcut; airbnb’den bile yararlanmak mümkün derim..
Vay ne güzel bi yazı, şimdi hemen gitmek istedim…
Gidip görmeli…